9 Kasım 2022 Çarşamba

BÜYÜ, ETKİLERİ VE KULLANIM AMAÇLARI

Herkese merhaba!


  bu yazımızda büyü konusunu inceleyeceğiz ve  etkilerinden bahsedeceğiz.


  İstisnasız dünyada yaşamış ve yaşayan her toplum, büyü sanatıyla ilgili bir şeyler denemiş, olumlu ya da olumsuz etkilerinin olduğunu deneyimlediğini iddea etmiştir.

  özellikle ortadoğu coğrafyasında ve anadoluda inanılmaz hikayeler, mitler ve efsaneler nesilden nesile aktarılmıştır.

  Bir kısım alim ve bilim adamı büyünün salt gerçekliğini reddetmiş olsa da, benim olduğum gibi bu işle iştigal kimseler yaşadıkları ve deneyimleri yüzünden bu konunun gerçekliğini sorgulamazlar.

  Büyüler ve çeşitleriyle ilgili dijital ortamlarda fazlaca yazı, video ve birçok materyal bulunabilir, bunların doğruluğu ve gerçekliği aklı başında herkes tarafından iyi sorgulanmalı, manasız ve akıl dışı iş ve uygulamalara itibar edilmemelidir.

  Bu makalemde akademik araştırmalar, bilimsel sonuçlar ve kaydedilmiş gözlemlenebilir bazı olayları sizlerle paylaşmayı istesem de, özellikle insan doğasının gereği olan gizem heyecanı talebi  ve gerçeklikten uzaklaştıkça olayların akışını, gidişatını  hayal dünyasının belirleyebilecek olması sebebiyle bunun doğru olmayacağını düşünüyorum. O yüzden gerilim ve korku hikayeleri tadında bir yazı ortaya çıkmasın istiyorum...


  Kısaca tanımlayacak olursak;  büyü veya sihir, insanların doğaüstü, paranormal veya mistik yöntemlerle doğal dünyayı (olayları, nesneleri, insanları) etkileyebildiğini öne süren uygulamalar ve bunların çevresinde oluşturulan kültürel sistemdir. Mevzunun mitolojisini ve sosyokültürel yapısını şuradan detaylıca inceleyelim.

https://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BC

  Gerçekten güzel bir temel perspektifle yazılmış bilgiler bütünü olmuş.

  Öncelikle insan şunu iyi anlamalıdır, büyü başka bir kimsenin hayatına izinsiz olarak doğrudan müdahale etmeyi amaçlar. Bu yüzden iyi  bahanelerin arkasına sığınılsa da, büyü çağlar boyunca kötü insanların gizli silahı gibi kullanılmak istenmiştir. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak; rutin hayatınızda yaşadığınız herhangi bir olumsuzluğunuzun ve  huzursuzluğunuzun dışarıya bazı yansımaları olur, bazı kimseler size bunun falanca büyüyle geçeceğini söyler. Fakat yapılan uygulama sizinle birebir ilişkisi olan, eşiniz, çocuğunuz, anne-babanız,  akrabalarınız, aileniz arkadaşlarınızı hiç hesaplanamaz ölçüde başka ruh bozukluklarına sürükleyebilir.

  İşte bu yüzden, ne yaptığını bildiğini zanneden bu insanların sebep olabilecekleri sorun ve ruh hastalıkları hesaplanabilir olmadığından, herhangi birisi için olumlu manada bile olsa  büyü yaptırılması çok tehlikelidir.

  Büyü, geçmişten günümüze derin bir bilgi kütüphanesi olan, çeşitleri ve sağladığını öne sürdüğü sonuçları bakımından çok fazla yönteme, biçime, uygulamaya ve materyale sahiptir. Hepsini incelemek ve anlatmak pek mümkün olmadığından, temel yöntemleri ve malzemeleri şöyle sıralamak mümkündür...    

  Direk sinir ve ruh bozukluklarına neden olan, insanları yeme içme, uyku ve dinlenme, sevinme ve mutlu olma, sabretme ve mücadele etme, üzülme ve pişman olma  gibi temel ihtiyaç ve özelliklerinden uzaklaştıran, kısacası rutin ve alışılagelmiş hayatını tamamen değiştirmeye yönelik büyüleri birinci kısımda inceleyebiliriz.

  bu büyüleri; birisini kendine bağlama, aşık etme, vazgeçmesine engel olma, uzaklaşmamasını sağlama, eşinden ayırma, eşine bağlama,  birisinden nefret etmesini sağlama, aile ya da işine karşı sorumluluklarını yerine getirmesine engel olma, bir mesele ya da kişiden uzaklaştırma, gibi değerlendirebiliriz.

  Bu tip büyülere basit-alçak-yavan-kolay gibi adlar verilmiştir.


 Dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan bir tanesi de, ak büyü olarak adlandırılan ve genellikle iyi güzel şeylere atfedilen büyülerin de buralara saklanıyor olmasıdır, insanların iyiliği için yapıldığı söylenen bu büyüler de kötüdür ve maruz kalanı sıkıntılı durumların içine sokabilir. Bunu yapmamak en iyisidir.


   Büyüler,  Sonuçları bakımından insanları doğrudan olduğu kadar dolaylı olarak da etkileyebilir. Bu tarz büyülerden genellikle zaaf eşikleri düşük insanlar, korku baremleri yüksek insanlar, bir kişiye ya da eşyaya düşkünlükleri olan insanlar ve sürekli kaybetme korkusu olan insanlar daha fazla etkilenirler.

  Temel psikolojik ve fiziksel düzeni hedef alan bu tip büyüler, beş duyu organımızla algılayabileceğimiz doğal ve kimyasal maddeler vasıtasıyla sirayet ettirilirler.  Hayat enerjimizi, koku algımızı, görme yetimizi, dokunma hissimizi, duyma ve tatma kabiliyetimizi doğrudan hedef alırlar.

  Bu işlem için doğrudan madde ve onun enerjisine ihtiyaç duyulduğundan, olmaması gereken yerde iğneler  saplanmış bir sabun, mutfak dışında özellikle saklanmış az miktarda fasulye-nohut-mercimek, alakasız bir biçimde evimize ya da kişisel eşyalarımıza bulaşmış bir yağ, kesif ve nahoş kokulu bazı sıvılar, çalışma ortamımızda, evimizde çiçek ya da ona benzer bir objenin toprağına atılmış-dökülmüş bir madde, paltomuza, ayakkabımıza  ve ya  sürekli kullandığımız koltuğumuza bizi rahatsız edecek ama fark edilmeyecek  şekilde  saklanmış metal ya da başka sert maddelerden yapılmış küçük araçlar, yaşam alanlarımızda gerçek manada göz zevkimizi bozacak, küçücük olduğu için değişikliği kolay anlaşılamayacak farklılıklar, sinirimizi bozacak nitelikte etrafımızda bilinç düzeyinin altında ses çıkartacak bir canlı ya da bir cisim... bulmamız mümkündür.

  Yukarıda bahsedilen örnekler benim bu zamana kadar tespit ettiğim ve deneyimlediğim olaylardan aktarılmıştır, başkaca birçok madde ve objenin kullanılması da mümkündür, bu yüzden düzenli ve derli toplu insanlar bu malzemeleri daha kolay tespit edebilirler.

  Eğer böyle bir durum başımıza gelmişse ve nedeni de tespit edilebilmişse, bir uzmandan yardım almak vasıtasıyla bundan kolayca kurtunulur. Tekrar hatırlatmakta yarar vardır ki, bir büyü başka bir büyüyle çözülmez, her büyünün kendine has özellikleri ve şartları vardır. En önemli unsur buna maruz kalan insanın bunu fark ettikten sonrasıdır. Bu yüzden kimden yardım aldığımıza dikkat etmemiz gerekir. Hem kandırılmamak, hem de gerçekten başımızı daha büyük bir belaya sokmamak için herkese güvenmememiz gerekir.


  İkinci kısımda inceleyeceğimiz büyü tarzı ve türü ise muskalar, bazı ritüeller, birbiriyle hesaplanamaz etkileşimlere girebilen maddeler, Kuran'dan bazı ayetlerin düz ya da ters yazılması, zihinsel yönlendirmeler, telepati yöntemiyle etki altına alma çalışmaları, hipnotik ve travmatik kendinden geçme halleri, sentetik ve doğal uyuşturucu maddelerle etki altına alma... gibi yöntemlerle yapılan, etkilerinin daha ağır olduğu iyi ve erdemli insanların asla bulaşmak istemeyecekleri büyü biçimleridir.

 Her koşulda ve düşünce biçiminde insan hayatı dünyadaki en kıymetli şeydir ve bu kötü yaklaşımlar o hayatı karanlığa itebilir.

 Durum ne olursa olsun, ortalama insanın bu tarz büyü ve sihirden uzak durması gerekir.

  Bu tarz büyülerde amaç gerçek manada fiziksel ve zihinsel anlamda tamamen kötüdür.

 Bu büyüler; biber-kan- yüksek-kapalı-güçlü-mum büyüsü olarak adlandırılmaktadır.

 (NOT:  Burada kimsenin zihnine kötü merak tohumlarını ekmemek adına birçok madde ve biçimi açıklayamıyorum fakat dilimin döndüğünce anlatacaklarım bile olayın vehametini  hepimize gösterecektir diye umuyorum.)

Malzeme olarak  bir kağıda yazılan yazılar, şekiller ve işaretler,  muska ve ya enerjiyi üzerinde tuttuğu söylenen gümüş, altın gibi metaller, şahsi eşyalar, bedene ait saç, çapak, sümük,  tırnak gibi parçalar, regl ve sperm -meni sıvıları, kişisel çamaşırlar, tükürük, gözyaşı, kan, ter,   kullanılarak yapılan büyülerdir.

  Bu tip bir büyüye maruz kalan insanlar genellikle izleniyor hissi, karanlıkta sürekli ses duyma, aşırı kaygı bozukluğu, uyurken isminin söylendiğini duyarak uyanma, rüyada yüksekten düşme, rüyada köpek ısırması,  gün içerisinde sürekli fısıltı duyma, bakma ve görme  odağının hemen  dışında devamlı birisi varmış hissi, belirsiz karartılar görme, sebepsiz irkilme... gibi semptomlar gösterirler. Ayrıca bilinçaltları ve yaşadıkları travmalar da bu belirtileri tetikler ve başkaca şeyler de görüp hissedebilirler.

  Bu tip büyünün temel aldığı etkileşim, farklı enerji ve formlarda yaratılmış çoğunlukla cin olarak adlandırılan varlıkların işe karışması durumudur. Bu konu çok derin ve hassas olduğundan detaylı ve derinlikli bir anlatıya gerek duymuyorum.

  İnsanların bu tarz büyülere ihtiyaç duyma durumlarını anlamak çok zordur ve makul mantıklı bir veri elde etmek imkansızdır. O yüzden ciddi manada tehlike arz eden bu tip işlemlerin yakınında olmamak en iyisidir.


  Üçüncü ve son olarak bahsetmek istediğim büyü türü, halk arasında kara büyü, papaz büyüsü, ölüm büyüsü, mezar ve ölü büyüsü olarak bilinen büyü tarzıdır.


  Bu büyüyle ilgili söylenecek pek fazla bişey yoktur ve gerçekten olup olmadığı pek bilinmemektedir. 

 Özellikle Süryani papazlarının ehil olduğu söylenir ve geri dönüşü, kurtuluşu mümkün değildir şeklinde anlatılır.

  Kısaca temeline değinecek olursak, insanlar kendi bedenlerini kullanmak isteyen cin kabileleri ile bir anlaşma yaparlar, onlara istediklerini yapmaları karşılığında bazı ritüellerle bedenlerine yerleşme izni verirler. Burada bir menfaat, bir şey elde etme, bir şeye sahip olma ya da bir şeyden kurtulma, uzaklaşma yoktur. Salt kötülük ve bilinen insan yaşamı dışında istekler ve talepler vardır.

  Bu istekler ve amaçlanan hedefler konusunda yapacağımız tüm akıl yürütme ve tahminler sadece insanın ne kadar kötü olabileceğini gözümüze sokmak dışında bir işe yaramayacaktır. Ancak şunu söylemeliyim ki, kısırlıktan koma durumuna, ölümden sakat kalmaya, tamamiyle aklını kaybettirmekten etrafındaki tüm canlıları öldürme dürtüsüne kadar birçok sonucu olabilir.

  Kullanılan malzemeler ise, ölü toprağı, ölü kemikleri, yarasa kanı, büyük ve küçükbaş hayvan kalbi ve kanı, bazı canlıların cesetleri  gibi şeylerdir.

  Bilinen en tehlikeli ve ölümcül büyü metodunun bu olduğu söylenir ve bunu bilenler, ehil olanlar bu konuyla ilgili ikinci kişilerle konuşmazlar.

  Özellikle eski mısır ve bazı uzak doğulu toplumlar, bu yöntemi ölülerini geri  diriltmek amacıyla geliştirmeye çalışmışlardır.

  Kişisel fikrimi açıklamam gerekirse de, bu güne kadar yaşadıklarım ve gördüklerim bana hiç bir şey için imkansız dememem gerektiğini öğretmiştir. O yüzden bu ilgilendiğim ve merak ettiğim bir konu olmadığı için, kendimi iyi, erdemli ve rahat hissediyorum...


  Büyü meselesini elimden geldiğince açıklamaya çalıştım. Akademik ve bilimsel olarak bir şeyler yazmak yerine her insanın anlayabileceği şekilde meseleyi irdelemenin daha doğru olacağını düşündüm. Lütfen sizler de tecrübelerinizi, sorun ve sıkıntılarınızı bizlerle paylaşmaktan çekinmeyin, zira bu ilginç olaylar hayata bakış ufkumuzu genişletmekte...

Hiç yorum yok: